Genel
(English) Burun Ne Yapar
Gün boyunca ortalama 23.040 defa nefes aliriz. Sürekli tekrarladigimiz bu islem sirasinda, burnumuz alinan havayi akcigerler için en uygun duruma getirir. Bu isi yaparken, ayni anda çok önemli bir islevi daha gerçeklestirir: Koku alir.Gün boyunca burnumuzdan nefes alip veririz. Burnumuz, içeri giren havayi akcigerler için en uygun hale getirirken, havanin bir kismini koku alan bölgeye yönlendirir ve böylece ayni zamanda koku da aliriz.
Her nefes alisimizda, “hava” olarak adlandirdigimiz gaz karisimi, burun deliklerinden içeri girer. Tek bir nefeslik hava, milyar kere trilyon sayida molekülden meydana gelir. Çiplak gözle göremeyecegimiz kadar küçük olan koku tanecikleri de muazzam miktardaki molekülden olusan bu grubun içinde yer alirlar. Soluk almamizin ardindan, burnun içindeki özel kemikler (türbin kemikler) havanin bir kismini koku alici bölgeye yönlendirir. Böylece koku molekülleri, burun boslugunun üst bölümünde bulunan koku algilayici bölgeye varirlar. Burasi burun deliklerinden yaklasik olarak 7 santimetre içeride ve yukaridadir. Burnun içindeki koku bölgesinde yer alan bu olaganüstü kimyasal analiz tesisi durup dinlenmeksizin çalisir, çevredeki kokulari tahlil eder. Bu benzersiz tesis on binden fazla kokuyu teshis edebilir, üstelik mükemmel bir dogruluk orani ve duyarlilikla çalisir.
Kokunun kaynagini olusturan koku molekülleri, degisik sekil ve boyutlardadir ve diger moleküllere kiyasla daha “küçük”türler. Bahçedeki çiçeklerin etkileyici kokulari, leziz bir yemegin çekici kokusu veya çürük bir meyvenin itici kokusu farkli moleküllerden olusur. Burnumuzdaki kimyasal tesis tüm bu molekülleri kolaylikla teshis eder. Hatta ayni kimyasal formüle, yani ayni atomlara sahip molekülleri bile aninda tanir. Örnegin, “L-carvone” ile “D-carvone” molekülleri arasindaki küçücük farklilik, atomlarinin degisik diziliminden kaynaklanir. Bu denli benzerlige ragmen burnumuz, söz konusu iki molekülü rahatlikla ayirt edebilir; bunlardan birincisinin kimyon, ikincisinin ise nane benzeri koktugunu bize bildirir.
Burnun bilim adamlarini hayrete düsüren diger bir özelligi de mükemmel duyarliligidir. Bir kokunun fark edilebilmesi için gereken en düsük konsantrasyon “koku esigi” olarak adlandirilir. Burnumuzdaki analiz mekanizmasi akil durduracak bir hassasiyete sahiptir: Bazi kokularin yogunlugu havada trilyonda birden az olmasi durumunda dahi hissedilir.
Moleküller arastirildikça, koku alma sisteminin harikalari da gün isigina çikmaktadir. Bizim tek bir koku olarak algiladigimiz, aslinda çok sayida farkli molekülün meydana getirdigi bir etkidir. Örnegin; Kahve kokusu en az 150 ayri kimyasal maddenin birlesiminin sonucu olusmaktadir. Burnumuzdaki analiz mekanizmasi oldukça küçük oranlardaki bu kimyasal maddeleri tahlil eder. Tüm islemler, koklamamiz ile “kahve kokuyor” yargisina varmamiz arasindaki bir saniyeden çok daha kisa sürede olup biter.